ABD Batarya Enerji Depolama Sektörüne Yönelik Trump Yönetimi Risk Analizi
Clean Energy Associates’in hazırladığı rapor, ABD batarya depolama sektörünün Donald Trump’ın 2025’teki başkanlık dönemi sırasında karşılaşabileceği beş ana riski kapsamlı bir şekilde ortaya koyuyor. Bu riskler, sektörü ekonomik, ticari ve stratejik açılardan etkileme potansiyeline sahip. İşte bu risklerin analizi:
Anti-Damping ve Telafi Edici Vergi (AD/CVD) Yaptırımları
Durum: Çin’den ithal edilen anot aktif materyali (AAM) için yeni bir AD/CVD başvurusu yapıldı. Bu materyal, bataryaların kritik bir bileşeni.
Beklenen Gelişmeler:
Çin menşeli AAM ve bu materyalle üretilen bataryalar %100’ün üzerinde vergiye tabi olabilir.
Geçmiş verilere göre, AD/CVD başvurularının %74’ü ithalata yönelik yeni vergilerle sonuçlanıyor.
Vergilerin Şubat 2025 itibarıyla yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Etkisi:
ABD’deki batarya üreticileri için maliyet artışı.
Tedarik zincirinde alternatif kaynak arayışlarının başlaması.
Orta düzeyde pazar etkisi öngörülüyor.
UFLPA Uygulamaları
Durum: Trump, Marco Rubio’yu dışişleri bakanı olarak atadı ve bu durum UFLPA’nın daha sıkı uygulanması ihtimalini artırıyor.
Beklenen Gelişmeler:
UFLPA kapsamında listelenen tedarikçiler, ürünlerinin zorla çalıştırma içermediğini kanıtlamak zorunda. Ancak, bu kanıtı sağlamak oldukça zor.
Listelenen tedarikçilerin ürünleri ABD’ye ithal edilemeyecek.
Şubat 2025’te sıkı denetimlerin başlaması öngörülüyor.
Etkisi:
ABD’ye ithalat yapan birçok tedarikçinin piyasadan çekilmesi.
Tedarik zincirinde kırılmalar ve tedarik maliyetlerinde artış.
Yüksek düzeyde pazar etkisi.
301 Tarifelerinin %60’a Çıkarılması
Durum: Trump’ın seçim kampanyasında Çin’den ithal edilen ürünlere yönelik tarifelerin %60’a çıkarılacağı sözü verdiği biliniyor.
Beklenen Gelişmeler:
Tarife artışı, batarya ve enerji depolama ekipmanlarının maliyetini artıracak.
Güney Kore ve Japonya gibi ülkelerden tedarik arayışlarını hızlandıracak.
Tarifenin Mart 2025 itibarıyla uygulanması bekleniyor.
Etkisi:
Batarya fiyatlarının genel olarak yükselmesi.
Çin merkezli tedarik zincirlerinden uzaklaşılması, ancak bu durumun kısa vadede fiyatlara baskı yapması.
Orta-yüksek düzeyde pazar etkisi.
232 Kapsamında Batarya Tedarik Zincirine Tarife Eklenmesi
Durum: Trump’ın geçiş ekibi, elektrikli araç bataryalarına ve batarya tedarik zincirine yönelik yeni tarifeler önerdi.
Beklenen Gelişmeler:
Önerilen tarife oranları henüz bilinmiyor, ancak batarya enerji depolama sistemlerini de içerebilir.
Tarifenin 2026’nın ilk çeyreğinde uygulanmaya başlaması muhtemel.
Etkisi:
ABD’de batarya tedarik maliyetlerinin daha da yükselmesi.
Enerji depolama sistemlerinin yaygınlaşmasının yavaşlaması.
Orta-yüksek düzeyde pazar etkisi.
48 Yatırım Vergi Kredisi (ITC) Süresinin Kısaltılması
Durum: IRA kapsamında 2030’ların ortasına kadar geçerli olan vergi kredilerinin, 2027’ye kadar kademeli olarak kaldırılması ihtimali var.
Beklenen Gelişmeler:
Vergi kredilerinin süresinin kısaltılması, enerji depolama ve yenilenebilir enerji projelerinin ekonomik fizibilitesini zayıflatabilir.
Bu değişiklik için hem başkan hem de Kongre onayı gerekiyor.
2025’in ikinci çeyreğinden itibaren değişikliklerin gündeme gelmesi bekleniyor.
Etkisi:
Enerji depolama projelerine yapılan yatırımlarda düşüş.
ABD enerji geçişi hedeflerinin gecikmesi.
Yüksek düzeyde pazar etkisi.
Genel Değerlendirme
Clean Energy Associates, Trump yönetimi altında ABD batarya depolama sektörünün çeşitli risklerle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Bu risklerin olası etkileri:
Tedarik Zinciri Kırılmaları: Yeni tarifeler ve yasal düzenlemeler, tedarik zincirlerini zayıflatabilir ve maliyetleri artırabilir.
Fiyat Artışları: Tarifeler ve kısıtlamalar, batarya fiyatlarını yükselterek enerji depolama projelerinin ekonomik fizibilitesini azaltabilir.
Yatırımların Azalması: Vergi kredilerinin erken kaldırılması, sektördeki büyümeyi sınırlayabilir.
Enerji Geçişine Etki: Yenilenebilir enerji ve elektrikli araç sektörlerinde büyümenin yavaşlaması, ABD’nin enerji geçişi hedeflerini tehdit edebilir.
Trump yönetiminin getireceği bu politika değişiklikleri, sektörde önemli bir belirsizlik yaratırken, ABD’nin enerji güvenliği ve sürdürülebilirlik hedefleri için zorluklar oluşturabilir.