TEİAŞ, Türkiye-Bulgaristan sınır ötesi kapasite ihalesini CBAM belirsizliği nedeniyle erteledi
AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na (CBAM) ilişkin metodoloji belirsizlikleri nedeniyle Türkiye–Bulgaristan yıllık sınır ötesi kapasite (CBC) ihalesi 2026’ya ertelendi. Elektrik ithalatçıları için uygulanacak dolaylı emisyon faktörleri netleşmezken, Batı Balkanlarda planlanan ihaleler öncesinde de belirsizlik devam ediyor.
Türkiye iletim sistemi işletmecisi TEİAŞ, Türkiye–Bulgaristan sınırındaki yıllık sınır ötesi kapasite (CBC) ihalesinin, AB’nin 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) kapsamında devam eden belirsizlikler nedeniyle ertelendiğini duyurdu. İhalenin, “2026 yılı içinde daha ileri bir tarihte” yapılacağı açıklandı.
CBAM BELİRSİZLİĞİ ELEKTRİK TİCARETİNİ ETKİLİYOR
Açıklamaya göre, Türkiye’den Bulgaristan’a elektrik ithalatı 1 Ocak itibarıyla CBAM kapsamına girecek. Bu çerçevede, son beş yılın ülke genelindeki karbon yoğunluğu dikkate alınarak bir dolaylı emisyon faktörü uygulanacak. Hesaplanan “varsayılan değerler”, elektriğin kaynağı ne olursa olsun tüm sınır ötesi kapasite tahsislerinde geçerli olacak.
Diğer sektörlere CBAM kapsamında detaylı metodolojiler iletilmiş olmasına rağmen, elektrik ithalatçıları için henüz güncellenmiş bir çerçeve sunulmadı. Piyasa katılımcıları, belirsizliğin yılbaşına kısa bir süre kalmışken devam ettiğine işaret ediyor.
BATI BALKAN İHALELERİNDE DE BELİRSİZLİK SÜRÜYOR
Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Kuzey Makedonya, Karadağ ve Sırbistan’ın AB ile bağlantılı sınırlarında yapılması planlanan CBC ihaleleri aralık başında gerçekleştirilecek. Ancak piyasa oyuncuları, CBAM’ın etkileri konusunda ciddi soru işaretlerinin sürdüğünü aktarıyor.
Sırbistan için hesaplanan varsayılan emisyon faktörünün 1’e yakın olacağı tahmin ediliyor. Bu, her 1 MWh elektrik için 1 ton CO₂ eşdeğeri AB ETS maliyetinin neredeyse tamamen uygulanması anlamına geliyor. Uzmanlara göre bu durum, ticaretin gerçekleşebilmesi için sınırlar arası fiyat farkının oldukça yüksek olması gerektiği sonucunu doğuruyor.
PİYASA DİNAMİKLERİ DEĞİŞİYOR: SEEPEX’E YÖNELİM ARTTI
Batı Balkanlar’daki küçük yenilenebilir santraller için ticaret hizmeti veren birçok katılımcı, 2026 fiyatlamalarını Hırvatistan’ın Cropex borsası yerine Sırbistan’ın Seepex gün öncesi piyasasına endeksledi. Bu yönelim, bölgenin en likit piyasası olan Sırbistan’a daha fazla arz yönelmesine ve böylece bölge içi fiyatların düşmesine neden olacak.
Yorum: Öncelikle şunu anlamamız gerekiyor. TEİAŞ’ın ihaleyi 2026’ya ertelemesi, enerji ticaretinin sadece fiyat ve fiziksel kapasiteyle değil, iklim politikaları ve karbon maliyetlerini de daha fazla merkeze alarak şekilleneceğini gösteriyor. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) 1 Ocak 2026’da girecek ve görüldüğü üzere uygulama elektrik ticaretini etkileyen en kritik düzenleme haline geldi. Bununla birlikte metodolojik belirsizliklerin giderilmemesi piyasa oyuncuları açısından da risk unsuru yaratıyor.
Bu noktada özellikle dolaylı emisyon faktörünün nasıl hesaplanacağı ve ülke ortalamasına dayalı varsayılan değerlerin tüm ithalat için geçerli olacak olması, Türkiye gibi üretim karması çeşitli ülkeleri doğrudan etkileyecek. Kaynağı ne olursa olsun elektriğin tek bir karbon katsayısıyla vergilendirilmesi, yenilenebilir üretim yapan katılımcıları bile ilave maliyet riskine sokuyor. Bu nedenle doğru metodoloji belirlenmeden yapılacak kapasite tahsisleri hem fiyat oluşumunu hem de ticaret stratejilerini olumsuz etkileyebilir.
Batı Balkan ülkelerinde şimdiden görülen tablo bunun erken göstergesi. Örneğin Sırbistan’ın neredeyse bire yakın karbon faktörüyle fiyatlanacak olması, AB ETS maliyetinin MWh başına doğrudan yansıyacağı anlamına geliyor. Bu nedenle birçok piyasa oyuncusu 2026 fiyatlamasını Hırvatistan’ın Cropex’i yerine Sırbistan’ın daha likit Seepex piyasasına endekslemeye başladı. Arzın iç piyasaya yönelmesi hem bölgesel fiyatları baskılıyor hem de AB’ye yapılacak sınır ötesi ticaretin cazibesini azaltıyor.
Bu çerçevede TEİAŞ’ın erteleme kararı rasyonel bir adım olarak değerlendirilmeli. Çünkü yanlış fiyat sinyaliyle yapılan bir kapasite ihalesi, 1 Ocak sonrasında beklenmedik karbon maliyetleriyle karşılaşabilecek üreticileri ve tedarikçileri zor durumda bırakabilir. Türkiye’nin bu süreçte hem metodoloji netleşene kadar temkinli davranması hem de ülke ortalama emisyon faktörünü düşürecek yapısal adımlara hız vermesi önem kazanıyor.
Bence CBAM, sadece yeni bir vergi mekanizması değil, Türkiye’nin ve bölgenin elektrik ticareti dinamiklerini, rekabet koşullarını ve sınır ötesi fiyatlamayı yeniden tanımlayacak bir dönüm noktası niteliğinde. Türkiye’nin bu dönüşümü doğru okuyarak konumlanması, önümüzdeki yıllarda enerji ticaretindeki rekabet gücü açısından belirleyici olacak.
